– Bu sezon Antalyaspor formasıyla en verimli dönemlerinizi yaşıyorsunuz. 6 gol ve 4 asistlik bir performans sergilediniz. Bu başarıya ulaşmanızda hangi faktörler etkili oldu?

Türkiye Süper Ligi’nin oldukça zorlu, rekabete girmek ve uyum sağlamanın biraz zor olduğu bir lig. Bu oyun açısından büyük bir etken ancak bu sezon ben de daha merkezi bir pozisyonda oynuyorum ve bu sayede skor üretmeye daha yakınım.

– Teknik direktör Emre Belözoğlu’nun gelişiyle birlikte takım ciddi bir yükseliş ivmesi yakaladı. Siz bu değişimi nasıl değerlendiriyorsunuz?

Emre Belözoğlu bizim takımımıza oldukça hızlı bir şekilde net defans kuralları edindirmeyi başardı. Kendisinin oyunculuk döneminde üst düzey uluslararası futbol deneyimi var ama çok daha önemlisi o Türkiye ligini çok iyi biliyor. Takım savunmasını iyi yaparsanız zaten çok şey kazanmış olursunuz. Savunmada rahatlamak bize hücumda yaratıcılık üzerinde çalışmak için biraz sakinlik kazandırdı.

– Antalyaspor’da Nuri Şahin, Sergen Yalçın ve Alex de Souza gibi genç teknik direktörlerle çalışma fırsatı buldunuz. Sizce genç teknik adamların modern futbola katkısı nasıl oluyor?

Türkiye’ye gelene kadar sadece deneyimli antrenörlerim vardı ama burada antrenörlük kariyerine yeni başlayan birçok isimle çalıştım. Çalıştığım tüm genç antrenörler genellikle futbolculuk kariyerlerinde Türkiye ve Avrupa’da oyuna bakma konusunda çok gelişmişler. Hepsinin inanılmaz bir tutkusu var gibi görünüyor ancak takımı yönetirken bazen bir denge bulmaları gerekiyor. Çünkü özellikle Türk oyuncuların eğitiminde Avrupa’nın en iyi akademilerine kıyasla önemli bir fark var.

– Hollanda Eredivisie Ligi, Avrupa’nın en zorlu liglerinden biri olarak kabul ediliyor. Bu ligde SC Heerenveen ve Feyenoord formalarıyla toplam 158 maça çıkıp 27 gol ve 42 asistlik etkileyici bir performans sergilediniz. Sizce bu rakamlara orada yeniden ulaşabilir misiniz?

Bunu mümkün görüyorum ama ara sıra sahada oynadığım rol farklı olabiliyor ve bu da beni çoğu zaman daha çok oyun kurma ve savunmayla meşgul ediyor. Süper Lig ve Eredivisie birbirinden oldukça farklı ligler. Süper Lig’i Eredivisie’ye göre gol ve asist üretme açısından biraz daha zor olduğu bir lig olarak görüyorum.

– 2020 yılında Çin Süper Ligi ekiplerinden Dalian Professional’a transfer oldunuz. Ardından Türkiye’ye dönüş yaptınız. Geçtiğimiz yıl Dalian kulübü kapandı. Çin’deki futbol tecrübenizden ve yaşadıklarınızdan kısaca bahseder misiniz?

Aslında bu dönem hakkında bir kitap yazmam gerekirdi. Ne yazık ki Çin’de geçirdiğim süre boyunca Covid’e ve aşırı kısıtlamalara çok fazla odaklanıldı ve bu da Çin’i olması gerektiği gibi deneyimlemediğim anlamına geliyor. Oraya taşınmak, karantina ve futbol oynamak için oldukça kötü koşullar nedeniyle futbola çok fazla ara vermeme neden oldu. Sonuç olarak, bunun futbolu tekrar gerçekten sevmemi sağladığını ve o zamandan beri oyunu daha önce hiç olmadığı kadar sevdiğimi sağladığını söylemeliyim.

– Antalya’yı bir futbol şehri olarak tanımlar mısınız? Şehrin iklim koşullarının futbolcu performansına etkileri sizce nasıl?

Şahsen Antalya’daki havayı seviyorum ve muhtemelen burada yaşamanın en iyi yanlarından birinin bu olduğunu söyleyebilirim. Ağustos ayındaki birkaç maç dışında sıcaklık gerçekten sorun olmadı. Şehirde futbol dışında da yapılacak çok şey var bu sebeple şehrin sadece futbol için yaşadığını söyleyemem ama taraftarlarımız her zaman bizi çok iyi destekledi ve onlarla stadyumumuzda asla unutamayacağım birçok an yaşadık.

– Antalyaspor ile olan sözleşmeniz sezon sonunda sona eriyor. Geleceğe yönelik kariyer planlamanızı nasıl yapıyorsunuz? Yeni hedefleriniz neler?

Elbette gelecek için çok heyecanlıyım çünkü futbolda heyecan ve tutku olmadan devam etmek zor olurdu. Açıkçası her oyuncu gibi kendim için mümkün olan en yüksek seviyeye ulaşmak istiyorum. Buraya geldiğimden beri 100’den fazla maç oynadım ve fiziksel olarak her dönemimden çok daha iyi hissediyorum, bu yüzden ne gelirse gelsin hazırım.

– Süper Lig’de kalmayı mı düşünüyorsunuz, yoksa yeniden Avrupa’ya dönme gibi bir planınız var mı?

Şimdiye kadar ben ve ailem burada harika zaman geçirdik, bu yüzden kalmaya açığım ama aynı zamanda ne olursa olsun meydan okumak için de hazırım. Bunları konuşmak için hala çok erken. Çünkü tecrübemden dolayı biliyorum ki transfer süreçleri ciddi bir zaman alıyor.

– Bu sezon Süper Lig’deki şampiyonluk yarışını nasıl değerlendiriyorsunuz? Sizce ipi hangi takım göğüsleyecek?

Herkesin bildiği gibi Süper Lig’de özellikle son yıllarda daha çok iki takım yarışı var ancak Galatasaray’ın bu sezon ligi kazanacağını hissedebiliyorum.

– Süper Lig’in genel kalitesini nasıl buluyorsunuz? Sizce ligin seviyesini yukarı taşımak adına neler yapılmalı?

Bence Türkiye’de federasyonun VAR’ı nasıl kontrol ettiğine ve uyguladığını iyi incelemek gerekiyor çünkü buradaki sistem diğer liglerdeki gibi efektif ve hızlı değil bu da oyun kalitesini ciddi anlamda etkiliyor. Futboldaki eğitim seviyesi ligin kalitesini yukarı çekmekte büyük etken olacak. Çünkü Türkiye çok daha büyük bir futbol ülkesi olmak için fiziksel ve diğer önemli her şeye sahip. Federasyonun, çocuklara ve gelecek nesillerde koç olabilecek adayları eğitmek için doğru insanları işe alması gerekiyor.