Panathinakos serisi hakkında da konuşan İsmail Şenol, şu ifadeleri kullandı:

“Bence savunma stratejisinde ilk düşündüğümüz iki konu Kendrick Nunn ve Kostas Sloukas’ı oyunun dışına atmaktı. Bunu çok iyi bir noktaya kadar getirdiğimizi düşünüyorum ama bu tarz playoff serilerinde hep ekstralar oluyor. Bir maç Juancho, bir maç Dinos, bir maç Cedi hep ekstra çıktı. Son maçta 23’ten dönüş hep böyle hikayenin sonuna kadar geri dönüşle geldik ama sonunda olmadı. Oktay Mahmudi’nin bir sözü vardır ‘Üzülmeyi hak etmek’ diye. Biz üzülmeyi sonuna kadar hak ettik. Çok üzgünüz ama diğer taraftan da çok gururluyuz. İki sezon üst üste Play-Off’a kalamamak Anadolu Efes için kabul edilebilir bir şey değil. Biz tekrar buralara ait olduğumuzu, bu seviyede sonuna kadar var olabileceğimizi, herkesi her yerde yenebileceğimizi gösterdik. Üzgünüm ama bir taraftan da gururluyum takım için.”

“BÜTÜN DUYGULARI YAŞAYABİLDİK”

“Biz bu sezon bütün duyguları yaşayabildik. Bu bence çok özel bir durum. Her duyguyu yaşamak büyük bir ayrıcalık. Çocukken hep “Bir gün OAKA’da maç izler miyiz?” konusundan OAKA deplasmanında Play-Off ev sahibi avantajını çalan bir noktaya o takımın bir parçası olarak gelmiş olmak çok sıradışıydı. Hep Allahım sen ayaklarımızı yerden kesme diye dua ederdim. Takım için de böyleydi. Bu bence önemli bir noktaydı.

“Luca Banchi ilk geldiğinde işler kötü gidiyordu ve çok sert eleştiriler vardı. Luca Banchi o dönemler çok üzülüyor ve bana hep ‘Senin de ilk işin, sana çok destek olmak isterim ve seni üzdüğüm için çok üzgünüm’ diye konuşuyordu. Biz o zaman Luca’yla ‘Birlikte yol yürüyoruz, birlikte mutsuz olalım’ diye konuştum. Sonrasında Partizan deplasmanında 32 sayılık galibiyet. Gerçekten olağanüstü performans. Orada soyunma odasında sarılırken de çok yukarıya çıkmadık ve kaybettiğimiz maçlardan sonra beraber üzülelim, kazandığımız maçlardan sonra hatıra toplamaya devam edelim diye düşündük. Biz bir misyonun peşinde koşuyorduk ve çok ciddi bir yoğunluk vardı. Oradaki ekiple beraber, onların ne kadar çok çalıştığını görünce, fedakarlık yaptığını görünce ben daha çok onlar adına üzülüyordum.”

Panathinaikos serisinde Shane Larkin ve PJ Dozier’in yaptığı fedakarlıklara değinen İsmail Şenol, şunları söyledi:

“EuroLeague playofflarını hep izleriz, anlatırız. Taktikle kazanılan playoff serisi çok azdır. 2011’de Zeljko Obradovic’in Barcelona’ya karşı yaptığı işi hatırlarız. Onun dışında taktiksel farklılıkla kazanılan çok seri yoktur. Burada iki takımın da taktiksel olarak değişiklikleri oldu. Çok ciddi bir taktik savaşıydı. Günün sonunda iş dönüyor, dolaşıyor oyunculara kalıyor. Playoff işi oyuncuların işi. Bence harika oyuncu performansları da izledik. Burada Shane Larkin’e de özel bir parantez açmak isterim. Shane Larkin, Kendrick Nunn’ı savundu ve hücumu da yönlendirdi. Bu çok sıradışı bir durum. Bizim takım taktiğimiz vardı ama Larkin parmak kaldırıp “Ben tutacağım!” dedi. Bu çok krikt bir şeydi. Çünkü Kendrick Nunn fiziksel olarak da çok yıpratıcı bir oyuncu.

“Üçüncü maçta PJ Dozier yere düşünce içim gitti. Bence bizim için kırılma anlarından biriydi çünkü PJ Dozier sakatlandı. PJ Dozier’in şut attığı elinde iki parmağı şişti ve normalde 4. maçta oynayamazdı. Doktorlara sormuştum onlar durumu iyi değil, tedavi yapacağız dediler. Ben gidip PJ Dozier’e sorduğumda ‘Oynamıyorsam bilin ki ölmüşüm’ diyerek konuya girdi. Gerçekten özel bir fedakarlık yaptı. Tabii oynadı ama %100’ünü alamamak bizi etkiledi.”

Vasilije Micic hakkında da konuşan İsmail Şenol, şu açıklamaları yaptı:

“Vasilije Micić, bizim oyuncumuz. Çok seviyoruz. Micic ile sürekli de konuşuyoruz. Mayıs sonunda İstanbul’a da gelecek. Efes tarihinin çok önemli bir parçasıdır. Vasilije Micić şu an serbest oyuncu değil. NBA’de takım opsiyonu var. Eğer takımı kalıyorsun derse ona göre bakılır. Şimdi menajer değişikliği de yaşadı. Gelecek sezon 32 yaşında olacak ve şu anda kariyerinin büyük kontratını düşünmesi çok doğal. Biz Vasilije Micić ile sürekli iletişim halindeyiz fakat bizim Shane Larkin’imiz, Darius Thompson’ımız var. Kontrat yükleri düşünüldüğünde gelecek sezon EuroLeague’de salary cap olacak. Dolayısıyla gerçekçi bakarsak yeni salary cap kurallarına bakılınca bizim Vasilije Micic’e teklif yapmamız kolay gözükmüyor. Biz Vasilije Micic ile hiç para ve kontrat konuşmadık ama gerçekçi bakarsak konuşulan paralar, bazı kulüp başkanlarının yaptığı açıklamalar düşünülünce o noktada biz olamayız. O fiyat artırımında bizim olmamız kolay değil.”

Efes taraftarının Ergin Ataman ve Cedi Osman’a yönelik tepkisi hakkında da konuşan İsmail Şenol, şunları söyledi:

“TEZAHÜRATLAR BİZİ MUTLU ETMEDİ”

“Mola alsana tezahüratları bizi mutlu etmedi. Biz Efes kültürünü ve birlikteliğini yaşatmak istiyoruz. İki maçın 79 dakika, 50 saniyesinde saygıda bir kusur etmedik. Yine de o 10 saniyelik tezahürat, bizim istediğimiz bir şey değildi. Bu yüzden çok üzgünüz. Tabii sonrasında konuştuk ve işi tatlıya bağladık. Aslında ben o gün Ergin hocayla konuşmak istedim ama olmadı. Hoca da çok duygusal bir tepki verdi, bence onun tepkisi de gerekli değildi. Yine de dediğim gibi bu tezahüratın olmaması gerekiyordu. Bence Efes taraftarının kulübün kültürünü yansıtması açısından bunun olmaması gerekiyordu. Her şeye rağmen bu kadar büyütülecek bir şey olduğunu düşünmüyorum. Bence 10 saniyelik bir olay bu kadar konuşulmamalı.

CEDİ OSMAN AÇIKLAMASI

Cedi Efes altyapısından yetişmiş bir oyuncu, yani bizden biri. Oyun tarzı olarak gittiği her yerde tribünle bu tarz bir etkileşim sağlamak isteyen bir oyuncu. Tabii Panathinaikos ile daha yeni iki yıllık sözleşme imzalamış, dolayısıyla tribünlerle bağ kurmak istiyor. Zaten enerjiyle oynayan bir oyuncu. Cedi bu şekilde oynamayı seçti, Efes tribünü de onu protesto etmeyi seçti. Bence bu konuda büyütülecek bir şey yok. Cedi’nin Efes kültürüyle yetişmiş bir oyuncu olarak zaten en iyi maçlarını bize karşı oynaması lazım. Biz böyle isteriz, bize karşı kötü oynasın istemeyiz. Efes kültürü, Cedi’nin en iyi maçlarını Efes’e karşı oynamasını gerektirir. Dolayısıyla burada hiçbir sorun yok. Cedi için çok mutluyuz, aynı performansı milli takımda da göstereceğini umuyoruz. Onu destekleyeceğiz.”