
ANKASAM Başkanı Prof. Dr. Mehmet Seyfettin Erol: İsrail, durdurulamaz bir güç olduğu mesajını vermiştir. ABD’nin, Trump’ın İsrail üzerinde belirleyici bir aktör olmaktan çok uzak olduğu, İsrail çıkarlarının ABD politikalarının önünde bulunduğu mesajı da bunun içerisinde yer alıyor. Bu saldırılar, Netanyahu’nun Trump’a da bir cevabı niteliğinde. İsrail, İran’ın imajına bu bağlamda çok ciddi bir darbe vurmuştur. Güçsüz rejim görüntüsü, İran içerisindeki farklı kesimleri daha da cesaretlendirebilir. İran ordusu ve Devrim Muhafızları arasındaki kopukluk, koordinasyon sorunu ve hatta bu bağlamda sistem içi güç mücadelesinin boyutu bu saldırılar ile ortaya konuldu. Klasik/konvansiyel silah sistemleri ve savaş anlayışının ötesinde çok daha komplike, ileri teknoloji ve güçlü bir koordinasyonu gerektiren bir yeni nesil bir harp türü ile karşı karşıya kalındığı, insani ve teknik istihbaratın, dolayısıyla da hayalet ordular olarak nitelendirilen istihbarat örgütlerinin ve sahada etkin olarak varlığını devam ettirebilen kullanışlı aktörlerin, vekil aktörlerin önemi bir kez daha görülmüştür. İran füze ve drone’larının başlı başına birer caydırıcı güç olmadığı, İran’ın elektromanyetik silah sistemleri noktasında çok zayıf olduğu, hava kuvvetlerinin etkisiz elemandan öteye bir anlam taşımadığı da teyit edilmiştir.
Marmara Üniversitesi’nden Dr. Bilgehan Alagöz ise, sosyal medyadan “İran maalesef Biden dönemindeki gibi bir pozisyon aldı ve Trump’ın kararlı tutumunu öngöremedi. Müzakereleri uzatmanın maliyeti ağır oldu. Rasyonel çıkış: Uranyum zenginleştirmesini durdurmak ve Suudi Arabistan gibi bölge ülkeleriyle bir konsorsiyumda uzlaşmak” görüşünü dile getirdi.
Milli İstihbarat Akademisi Başkan Yardımcısı Hakkı Uygur: İran için artık varoluş yok oluş meselesi. Elindeki her imkanla telafi etmeye çalışacaktır, caydırıcılığı çok yıprandı. Caydırıcı bir adım atamazsa rejim çöküşüne kadar gidecek bu. İran saldırıları Körfez’de Amerikan üslerinin olduğu yerlerde olabilir. Hürmüz Boğazı’nı kapatma, enerji krizine neden olma ihtimali, belki iki-üç adım sonraki aşaması olur. İsrail, İran’ın sert gücünü hedef alıyor; “Cevap vermeye kalkışma. Yalnızca savunmasız nükleer tesisleri, altyapıları değil, en sert gücünü, komutanlarını da hedef alırım. Gerekirse daha büyük yerlere de gider” şeklinde üst düzeyden bir caydırıcılık mesajı verdi.