
Gözden kaçırmayın
–> LGS kapsamındaki merkezî sınava 1 milyondan fazla öğrenci başvuru yaptı.
Ayvalık’ta Eğitim-Bir-Sen yöneticisi olan bir Şube Müdürünün oğlu, kimliği yanında olmadığı halde sınava alınmış, 25 dakika sonra babası tarafından camdan uzatılan pasaportla işlem tamamlanmıştır. Salon başkanının “Sorumluluğu ben alıyorum” diyerek sınav yönetmeliğini açıkça ihlal etmesi, bu sınavın herkes için eşit kurallar altında yapılmadığını bir kez daha göstermiştir.
Oysa ki, kimliğini gösterir resmi belgesi yanında olmayan, 1 dakika bile geç kalan, ya da sadece küpe, bileklik gibi aksesuarları nedeniyle sınava alınmayan binlerce öğrenci örneği hafızalarımızdadır. Ancak söz konusu iktidar çevresi ya da yandaş sendika üyeleri olduğunda, tüm kurallar bir anda “esnetilebilir” hale gelmektedir.
Kim bilir, kamuoyuna yansımayan daha kaç benzer olay yaşanıyor?
Bu yaşananlar, ÖSYM uygulamalarında ciddi bir çifte standart, adaletsizlik ve kayırmacılık olduğunu gözler önüne sermektedir.
Bu olay derhal soruşturulmalı, ilgili bina sorumlusu ve salon başkanı başta olmak üzere tüm sorumlular hakkında yasal işlem başlatılmalıdır.
Ayrıca tarafımıza ulaşan bilgilere göre, birçok sınav salonunda yalnızca bir salon başkanı görev yapmış; yeterli sayıda gözetmen bulunamadığı için sınav güvenliği ciddi şekilde ihmal edilmiştir. Sınıflarda kamera bulunmaması ve görevli eksikliği nedeniyle ortaya çıkan sorunların ve şikayetlerin kayıt altına alınması ya da denetlenmesi mümkün olmamıştır. Yani itiraz mekanizmaları neredeyse işlevsiz hale gelmiştir.
Öğretmenler ise artan enflasyon karşısında düşük sınav ücretlerini, uzun süren sınav mesailerini, kişisel eşyalarına ve kıyafetlerine müdahale eden güvenlik uygulamalarını haklı gerekçe göstererek sınav görevlerini kabul etmemektedir.
Bu yaşananlar sadece bir sınav aksaklığı değil, eğitim sisteminde derinleşen yapısal sorunların yansımasıdır.
Tüm bu çöküşün arkasında, kamuda “tasarruf” deyince aklına kendi lüksü değil halkın temel hakları gelen AKP iktidarı ve ortakları vardır.
Milyonlarca gencin geleceğini belirleyen böylesine hayati bir sınavda, üstelik yüksek sınav ücretleriyle öğrencilerden büyük meblağlar toplanmasına rağmen, yaşanan güvenlik zafiyetleri, iktidarın eğitimi nasıl önemsizleştirdiğini ve liyakatten nasıl uzaklaştığını bir kez daha ortaya koymuştur.
Tekrar uyarıyoruz;
• Sınav güvenliği ihlalleri derhal soruşturulmalı,
• Gözetmen sayısı artırılmalı, görev ücretleri güncellenmeli,
• Tüm öğrencilere eşit uygulama sağlanmalıdır.
Eğitim bir ülkenin geleceğidir. Bu geleceği karartmaya kimsenin hakkı yoktur.