

İsrail ile savaşta İran’ın askeri liderliğinin üst kademesinin öldürülmesine ve kritik nükleer çalışmaların bombaların hedefi olmasına yol açtı. Savaş aynı zamanda, Tahran’a diplomatik desteğin ötesini sunmayan Rusya ile İran’ın ittifakının sınırlarını da test etti.
Son günlerde Moskova’yla ilişkileri soğuyan İran, savunmasını acil şekilde yeniden inşa etmeye çalışıyor. Yakın zamanda imzalanan stratejik ortaklık anlaşmasına ve yıllardır süren yakın işbirliğine rağmen, Rusya’nın savaş sırasında İran’a verdiği destek büyük ölçüde sözlü olarak kaldı.
Hem İran hem de Batı medyasında yer alan ancak doğrulanmamış haberler, İran’ın gelişmiş askeri donanım, özellikle de Chengdu J-10C çok amaçlı savaş uçağı edinme umuduyla Çin’e yöneldiğini iddia ediyor. İran’ın reformist Şark gazetesi, bu ittifakın kritik dönemeçlerde, sağlam taahhütlerden ziyade değişen çıkarlara dayandığını belirtti.
SÖZ VERİLEN EKİPMANLAR TESLİM EDİLMEDİ
Gazete, bazı eğitim jetleri dışında Moskova’nın söz verdiği ekipmanların hiçbirinin İran’a teslim edilmediğine dikkat çekti. Bunun başlıca nedenleri olarak Rusya’daki üretim sorunları ve Basra Körfezi ülkeleri, İsrail ve ABD‘den gelen diplomatik baskılar gösteriliyor. Radio Free Europe’a göre bu taahhütsüzlük hali, İranlı yetkililerin ve analistlerin Rusya’nın bir müttefik olarak güvenilirliğini açıkça sorgulamasına yol açmış olabilir.
“İSRAİL SALDIRGANLIĞINA KARŞI KULLANABİLİR” İDDİASI
İran’ın eski meclis başkan yardımcısı Ali Motahari de X’te yayınlanan bir yazısında, Tahran’ın Moskova’ya Ukrayna’daki savaş için insansız hava araçları sağlamasına rağmen Rusya’nın İran’a S-400 füze savunma sistemi satmayı reddettiğini belirtti. Moıtahari, Moskova’nın bu sistemleri Türkiye ve Suudi Arabistan’a sağladığını belirtti.
İran’ın Su-35 savaş uçakları ve Mi-28 saldırı helikopterleri de dahil olmak üzere gelişmiş Rus askeri teçhizatı satın alma girişimlerinde de ilerleme kaydedilemedi.
Eski hukukçu, Rusya’nın isteksizliğinin İran’ın S-400’ü İsrail saldırganlığına karşı kullanabileceği endişesinden kaynaklandığını ve bunun da Putin’in lanse ettiği stratejik ortaklığın yüzeyselliğini ortaya koyduğunu iddia etti.
İRAN’IN FİLOSU 79 DEVRİMİ ÖNCESİNDEN KALMA
İran’ın hava kuvvetlerinin son derece eski olduğu ve modern düşmanlarla yüzleşmek için yeterli donanıma sahip olmadığı biliniyor. Filosu, büyük ölçüde 1979 devriminden önce satın alınan ve yerli doğaçlama yoluyla çalışır durumda tutulan ABD ve Sovyet döneminden kalma uçaklardan oluşuyor.
Başta F-14 (Grumman) olmak üzere birçok uçak, rejimi ABD ile yakın ilişkiler içinde olan Şah döneminin mirası. ABD silahlı kuvvetleri bu uçakları 2006’da hizmetten çekmişti. Bu ve diğer eskimiş tipte kaç İran savaş uçağının hizmet verebilir durumda olduğu net değil.
“ÇİN ZAMAN KAZANMAYA ÇALIŞIYOR”
Öte yandan Çin’in İran’a savaş uçağı tedarik etmeye istekli olup olmadığı belirsizliğini koruyor.
Exeter Üniversitesi’nde öğretim görevlisi ve TOChina Hub’ın ChinaMed projesinin araştırma başkanı Andrea Ghiselli’ye göre Çin’in İran’a tedarik konusundaki isteksizliği belirgin. Radio Free Europe/Radio Liberty’ye konuşan Ghiselli, “Pekin, teknolojik ve ekonomik açıdan kendi kendine yeterliliğini arttırmak için zaman kazanmak amacıyla Washington ile ilişkilerini istikrara kavuşturmaya çalışıyor. Bu İran Hava Kuvvetlerini yeniden inşa etmekten daha önemli” dedi.
BÖLGESEL İLİŞKİLER DE ÖNEM ARZ EDİYOR
Uzmanlar ayrıca Çin’in İran’ın bölgesel rakipleriyle olan ilişkilerinin İran’ın ordusunu güçlendirme konusundaki isteksizliğine katkıda bulunduğu konusunda hemfikir.
Alman Uluslararası ve Güvenlik İşleri Enstitüsü’nden Hamidreza Azizi’ye göre ise Ortadoğu’da ekonomik ya da jeo-ekonomik bir aktör olarak hareket ediyor. Azizi, Çin’in İran’ın Körfez İşbirliği Konseyi’ndeki Sünni Arap komşuları Katar, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri ile ilişkilerine önem verdiğini, bu ülkelerin kritik enerji tedarikçileri ve ticaret ortakları olduğunu ancak Tahran ile temkinli ilişkiler sürdürdüğünü belirtti.
Kaynak: NTV