Gençlerin Geleceği, Liyakatsiz Kurumlarda Oyuncak Edilemez!

Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) tarafından tercih kılavuzunun ilanı ve tercih sürecinin başlama tarihine ilişkin yapılan ani değişiklik, üniversite adayı öğrencilerimizi zor durumda bırakmıştır. Bu ani değişiklik, sadece bir takvim kayması değil; ciddi bir plansızlığın ve kurumsal liyakatsizliğin sonucudur.

Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) gibi milyonlarca gencin kaderini etkileyen bir süreçte keyfiliğin, plansızlığın ve liyakatsizliğin yeri olamaz. Tercih tarihlerini son dakikada değiştirmek; planlamayı, emeği ve öğrencilerin psikolojik hazırlığını hiçe saymaktır. Üstelik bu değişikliğe ilişkin kamuoyuna hiçbir gerekçe sunulmamış olması, kurumun şeffaflıktan ve kamusal sorumluluktan ne denli uzaklaştığını bir kez daha gözler önüne sermiştir.

2018-2022 yılları arasında YKS’ye giren adaylar, sınav sonuçları açıklanmadan önce tercih kılavuzlarına erişebiliyorlardı. Bu uygulama, adaylara ön hazırlık yapma fırsatı tanıyor, tercih sürecini daha sağlıklı ve planlı şekilde yürütmelerine olanak sağlıyordu.

2023’te bu uygulamadan vazgeçen ÖSYM, 2023 ve 2024 yıllarında sınav sonuçları ve tercih kılavuzlarını aynı gün yayımladı. 2025’e geldiğimizde ise durum daha da vahim bir hal aldı: sınav sonuçları 19 Temmuz’da açıklandı, aradan 10 gün geçmiş olmasına rağmen hala tercih kılavuzu yayımlanmadı. Üstelik kamuoyuna bir gerekçe sunulmadan, tercih dönemi için daha önce ilan edilen tarih ertelendi.

Bu durum yalnızca öğrencilerin değil, ailelerin ve eğitim emekçilerinin de planlarını altüst etmiştir. Yüzbinlerce genç, geleceğini belirleyecek bir tercih sürecine dair bilgi sahibi olmadan belirsizlik içinde bırakılmıştır. Kılavuzun yayımlanmasının geciktirilmesi ve tercih dönemiyle arasında 1 gün olması, öğrencilerin sağlıklı düşünmesini engellemekte; plansızlık, kaygı ve güvensizlik ortamı yaratmaktadır. 

<!–

Gözden kaçırmayın

–> Şehit yakınlarımıza ve gazilerimize lisansüstü eğitimde ayrılan kontenjanı artırdık Şehit yakınlarımıza ve gazilerimize lisansüstü eğitimde ayrılan kontenjanı artırdık

Bir kamu kurumu olan ÖSYM’nin bu şekilde hareket etmesi, yalnızca basiretsizlik değil, aynı zamanda liyakatten uzak kadrolaşmanın ve kurumsal işleyişteki çöküşün açık bir göstergesidir. Eğitimde böylesi kritik bir sürecin, bilimsel, planlı ve kamusal sorumlulukla değil; keyfi uygulamalarla, liyakatsizlikle ve günü kurtarma anlayışıyla yönetilmesi kabul edilemez.

Gençlerin geleceği, kurum içi son dakika kararlarına teslim edilemez. Eğitimde bu tür bir belirsizlik, öğrencilerin sadece tercihlerini değil, umutlarını da hedef almaktadır.

Eğitim-İş olarak, ÖSYM’yi şeffaflığa, sorumluluğa ve kamuya hesap verme bilinciyle hareket etmeye davet ediyoruz. Tercih sürecindeki bu belirsizlik son bulmalı, öğrencilerin ve eğitim emekçilerinin emeği yok sayılmamalıdır.

Related Posts

2025-KPSS: Alan Bilgisi Oturumlarının Temel Soru Kitapçıkları ve Cevap Anahtarları Yayımlandı
  • Eylül 14, 2025

DUYURU(14 Eylül 2025) 2025-KPSS: Alan Bilgisi Oturumlarının Temel Soru Kitapçıkları ve Cevap Anahtarları Yayımlandı 13-14 Eylül 2025 tarihlerinde uygulanan 2025-KPSS A Grubu Sınavı’nın Alan Bilgisi Oturumlarının (Kamu Yönetimi, Uluslararası İlişkiler,…

Okumaya Devam Et
Yükseköğretim Kurulunun Yapay Zekâ Okuluna Rekor Başvuru
  • Eylül 13, 2025

Yükseköğretim Kurulu himayesinde hayata geçirilen Veri Analiz Okulu’na 135 bin 846 kişi başvurdu <!– Gözden kaçırmayın –> KYGM yurt kayıt süreci sadece 3 kolay adımda tamamlanıyor İçeriği Görüntüle “Sadece veri…

Okumaya Devam Et

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir