
♦ Meslektaşlarına bu konuda neler söylemek, nasıl tavsiyelerde bulunmak istersin?
Oyuncu arkadaşlarıma, meslektaşlarıma sendikaya üye değillerse bir kere üye olmalarını söyleyebilirim. Aktif olmalarını, destek vermelerini isterim. Bir çok birim var. Çocuk, set, sahne birimi var…. Oralarda çalışmalarını ve katkı sunmalarını istiyorum. Bütün oyuncular bizim için çok kıymetli. Sendikalaşmalarını, örgütlenmelerini, bizim protokollerimizi takip etmelerini istiyorum. ABD’de Avrupa’da ve bütün dünyada bütün set ekibi çekime girmeden önce eğitim alıyor. “Şu tacizdir, şu değildir, şu şöyledir, bu sözlü tacizdir” şeklinde eğitim veriliyor. Bunun farkına varmaları için de sendikalaşmaları gerekiyor. Bunları keşke okulda okurken öğrenmiş olsaydık. Öğrenmeden sektöre girdik. Türk Ceza Kanunu’na göre de bu, işverenin sorumluluğu. İşveren, çalıştırdığı bütün işçilerin güvenli, huzurlu, her türlü tacizden, ayrımcılıktan uzak, saygılı bir iş ortamı yaratmakla yükümlü. Dolayısıyla bunun için bütün çalışanlarına eğitim mi verdirmesi gerekiyor? Verdirecek. Bunun için bütçe mi ayırması gerekiyor? Ayıracak. Bu, bütün kurumlar için geçerli… O zaman hep birlikte belki bir dönüşüm, değişim sağlanabilir.
Kaynak: Habertürk