
Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından düzenlenen Türkiye Kültür Yolu Festivali, bu yıl İstanbul’da sinema tarihine damga vurmuş isimlerden James Cameron’ı ağırlıyor. Yönetmenin yaratıcı yolculuğunu gözler önüne seren “James Cameron’ın Sanatı” (The Art of James Cameron) başlıklı sergi, 27 Eylül tarihinde İstanbul Sinema Müzesi’nde açılacak ve altı ay boyunca ziyaretçilerini ağırlayacak.
Efsanevi yönetmen, sergi öncesinde İstanbul’a özel bir mesaj göndererek şunları söyledi: “Kanada’da küçük bir kasabada büyürken saatlerimi hayali dünyalar, uzaylı yaratıklar ve geleceğin makinelerini çizmeye harcardım. Sinemayla ise daha sonra tanıştım; her şey kalem, kurşun kalem ve boyalarla başladı. Sizi çok kişisel bir sergiye davet etmenin onurunu yaşıyorum: The Art of James Cameron, İstanbul Sinema Müzesi’nde. İstanbul Kültür Yolu Festivali kapsamında, çocukken yaptığım ilk çizimlerden başlayarak The Terminator, Aliens, Titanic ve Avatar için yaptığım eskizlere kadar kişisel koleksiyonumdan yüzlerce parçayı görebileceksiniz. Bu sergi, yaratıcı sürecime derin bir yolculuk; fikirlerin izlediği yola dair bir içgörü, sanat aracılığıyla yazılmış bir otobiyografi…”
Cameron’ın Kişisel Arşivinden 300’ün Üzerinde Orijinal Eser
Sergi, yönetmenin kişisel arşivinden daha önce hiç gün yüzüne çıkmamış eserlerin de aralarında bulunduğu 300’ün üzerinde orijinal çalışmayı sanatseverlerle buluşturacak. Çizimler, kostümler, film objeleri, fotoğraflar ve 3D teknolojilerin yer aldığı koleksiyon, Terminator, Aliens, Titanic ve Avatar gibi unutulmaz filmlerin yaratım sürecine ışık tutacak.
Altı Tematik Bölümde Kurgulandı
“James Cameron’ın Sanatı” sergisi; “Gözlerin Açıkken Rüya Görmek”, “İnsan-Makine”, “Bilinmeyeni Keşfetmek”, “Titanic: Zaman Yolculuğu”, “Yaratıklar: İnsanlar ve Uzaylılar” ve “Serbest Bırakılmış Dünyalar” başlıkları altında kurgulanan altı tematik bölümden oluşuyor. Sergi, Avatar Alliance Foundation iş birliğiyle hazırlandı. Genel direktörlüğünü Maria Wilhelm’in üstlendiği serginin küratörlüğünü vakfın kreatif direktörü Kim Butts yürütüyor. Mimari ve yerleştirme danışmanlığını ise Helga Faletti üstleniyor.
Türkiye’de ilk kez gerçekleştirilen bu kapsamlı sergi, hem sinema tutkunları hem de çağdaş sanat meraklıları için benzersiz bir deneyim sunacak.