

İnsanların kaç duyusu olduğu sorusu, basit gibi görünse de artık yeniden tanımlanmak üzere. Hepimiz ilkokulda beş temel duyumuz olduğunu öğrendik: görme, koku alma, işitme, tat alma ve dokunma.
Ancak bilim insanları, insan bedeninin aslında “gizli bir altıncı duyuya” sahip olduğunu söylüyor: interosepsiyon.
BEDENİN İÇ SESİ: İNTEROSEPSİYON
ABD’deki Scripps Research Enstitüsü’nden araştırmacılar, interosepsiyonun sinir sisteminin vücudun içsel sinyallerini algılayıp yorumladığı “henüz yeterince araştırılmamış bir süreç” olduğunu belirtiyor.
Bu sayede beyin, ne zaman nefes alacağını, kan basıncının düştüğünü ya da bir enfeksiyonla savaşıldığını anlayabiliyor.
Araştırmayı yürüten Prof. Xin Jin, “İnterosepsiyon sağlığın neredeyse her yönü için temel öneme sahip, ancak sinirbilimin hala büyük ölçüde keşfedilmemiş bir alanı” diyor.
Ekip, bu gizemli duyuyu derinlemesine incelemek için ABD Ulusal Sağlık Enstitüleri’nden (NIH) 14,2 milyon dolarlık destek aldı.
GÖZ, BURUN VE KULAK DIŞINDAKİ DUYU
Beş klasik duyu, dış dünyadan gelen uyarıları algılamamızı sağlayan organlara dayanıyor: görme için gözler, koku için burun, işitme için kulaklar gibi.
İnterosepsiyon ise, kalp, akciğer, mide ve böbrek gibi iç organlardan gelen sinyalleri algılayan sinir ağları üzerinden çalışıyor. Bu nedenle araştırmacılar ona “gizli altıncı duyu” adını veriyor.
Bilim insanları, bu sinirsel ağların vücudun derinliklerine yayıldığını ve sınırlarının belirlenmesinin güç olduğunu vurguluyor:
“İç organlardan gelen sinyaller geniş alanlara yayılır, sıklıkla üst üste biner ve ölçülmesi zordur. Bu sinyalleri taşıyan duyu nöronları, belirgin anatomik sınırlar olmadan dokuların içinde örülüdür.”
Yeni proje kapsamında ekip, duyu nöronlarının kalp, mide ve diğer organlarla nasıl bağlantı kurduğunu haritalayacak ve dünyanın ilk içsel duyu atlasını oluşturmayı hedefliyor.
RUH SAĞLIĞINA DA ETKİ EDİYOR
Araştırmacılara göre interosepsiyonu anlamak, yalnızca biyolojik değil, psikolojik sağlık açısından da önemli sonuçlar doğurabilir.
Royal Holloway Üniversitesi’nden Jennifer Murphy ve UCL’den Freya Prentice, şu ifadeleri kullanıyor:
“İnterosepsiyon; karar verme, sosyal beceri ve duygusal iyi oluş gibi pek çok psikolojik sürece katkıda bulunur. Bu sistemdeki bozulmalar, depresyon, anksiyete ve yeme bozuklukları gibi ruhsal rahatsızlıklarda da görülmektedir.”
Bilim insanları, bu altıncı duyunun daha iyi anlaşılmasının otoimmün hastalıklar, kronik ağrı ve yüksek tansiyon gibi rahatsızlıkların tedavisinde de devrim yaratabileceğini düşünüyor.
Kaynak: NTV