Mahsun Kırmızgül, sosyal medya platformu X hesabından yaptığı açıklamada, yapay zekâyla üretilen şarkıları yakında sahnede seslendireceğini duyurdu.
“MÜZİKTE ARTIK GERİ DÖNÜŞÜ OLMAYAN BİR DÖNEME GİRDİK”
Mahsun Kırmızgül, paylaşımında: Son günlerde yapay zekâ tarafından üretilen üç şarkıya sardım. Ve inanın, o kadar iyiler ki yakında sahnede okuyacağım. Müzikte artık geri dönüşü olmayan bir döneme girdik. Sadece on saniyede yapay zekâ bir şarkı üretebiliyor. Türünü sen seçiyorsun: Anadolu motifli elektronik, lo-fi arabesk, trap-pop, drill, synthwave, afrobeat, hyperpop ya da deep house… Solistin sesini belirliyorsun; birkaç saniye sonra karşında tamamlanmış bir şarkı var. Üstelik müzikten anlayan ya da anlamayan herkes bunu yapabiliyor. Yapay zekâ sitelerini aynı anda kullanan binlerce kişi her gün on binlerce şarkı oluşturuyor. Bu müthiş hız, müzik sektörünü sessiz bir çöküşe sürükleyecek gibi görünüyor; çünkü artık ne aranjör, ne stüdyo, ne müzisyen, ne mix, ne mastering, ne de besteci var. Üretim bedava.
“BU SİSTEM, KİME YATIRIM YAPILMIŞSA ONU ÖNE ÇIKARIYOR”
Dijital devrim fiziki satışları bitirdi ve müzik endüstrisini algoritmalar yönetmeye başladı. Ülkenin en sevilen yıldızlarının üretimleri görmezden gelindi. Yeni dönemin iyi ya da kötü solistleri her 15 günde veya ayda bir şarkı üretiyor ve algoritmalar sürekliliği korudukları için onların isimlerini tanıyor, listelerin en üstüne taşıyor. Paralı listeler ve güçlü şirketlerin manipülasyonlarıyla aynı isimler dönüp duruyor. Tanınmış ya da tanınmamış fark etmiyor; bu sistem, kime yatırım yapılmışsa onu öne çıkarıyor ve insanlar buna inanıyor. Ama şimdi yeni bir dönem başlıyor ve her şey değişecek. Çünkü artık onursuz, kurnaz ve paraya dayalı eski müzik algoritmalarının yerine, sınırsız bir yapay zekâ algoritması dönemi başlıyor.
“RUHSUZ BİR SİSTEM MİLYONLARIN RUHUNA DOKUNMAYA BAŞLADI”
Yapay zekânın ürettiği eserler gerçekten çok iyi. Bu sistem, müzik tarihindeki milyonlarca eseri tarayarak içlerindeki duyguları, ezgileri ve armonileri öğreniyor; ardından bu kodları yeniden harmanlayarak ‘insan eli değmiş’ gibi görünen melodiler yaratıyor. Elinde çok eski bir kayıt varsa—dedenizin söylediği bir türkü, babanızın sesi ya da Âşık Veysel’in yıllar önceki kaydı—sisteme veriyorsunuz ve o ses öyle bir ‘canlı’ hale geliyor ki inanmakta zorlanıyorsunuz. Ses pırıl pırıl, orkestrasyon muazzam; her şey modern bir stüdyo kaydı gibi. Yapay zekânın solistleri kusursuz, enstrüman çalımları inanılmaz, aranjeleri gerçekçi ve teknik olarak olağanüstü. Ama geriye ne kalacak? Hiçbir şey… Çünkü müzik, insanın hatasıyla güzeldi. O küçük yanlış nota, o kontrolsüz nefes, o içten gelen kırılma artık yok; ruhsuz bir sistem milyonların ruhuna dokunmaya başladı.
Kaynak: Habertürk







