
Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın desteği; Muğla Valiliği, Muğla Büyükşehir Belediyesi, Bodrum Kaymakamlığı, Bodrum Belediyesi ve Kos Adası Belediyesi işbirliğiyle düzenlenen, Bodrum Uluslararası Film Festivali (BIFF), sinemaseverlere altı gün sürecek bir sinema şöleni sunuyor.
3 – 8 Ekim 2025 arasında Bodrum Kalesi, Oasis Cinemarine Salonları, Bitez Plajı ve Değirmenler Tepesinde yapılacak olan gösterimlerde 14 ülkeden 19 film izleyiciyle buluşacak.
Festivalin Uluslararası Yarışma bölümünde; 9, Bodrum Galaları’nda; 4 ve Panorama bölümünde 6 film yer alıyor.
Türkiye ve Uluslararası prömiyerlerinin Bodrum’da gerçekleşeceği filmlerden oluşan eklektik ve seçkin programda 5 yerli yapım gösterilecek.
BODRUM GALALARI ÜCRETSİZ OLACAK
Bitez Plajı, Değirmenler Tepesi, Bodrum Kalesi ve Oasis Açık Hava Meydanında yapılacak gösterimler Bodrumlularla ücretsiz olarak sunulacak.
AÇILIŞTA DÜNYA PRÖMİYERİ
Festivalin 4 Ekim akşamı Bodrum Kalesinde yapılacak açılış gecesinde, yönetmenliğini Gökhan Arı, yapımcılığını Mustafa Uslu’nun üstlendiği “Bi Umut” açılış filmi olarak Bodrum Uluslararası Film Festivalinde dünya prömiyerini gerçekleştirecek.
Bodrum tarihinin en önemli figürlerinden, Halikarnas Kraliçesi Artemisia’dan esinlenen ödül için 9 film yarışıyor. Festivalin bütün bölümlerinde olduğu gibi yarışmada da kan bağının ötesine geçen, dostluk ve dayanışma kavramlarını da kapsayan geniş ve alternatif bir aile kavramı öne çıkıyor. Çoğu zaman sevginin baskın olduğu, öte yandan karanlık ve eleştirel yönlerinin de bulunduğu, deneysel sinemanın ihmal edilmediği bir seçki oluşturuldu. Her kesimden izleyiciye hitap etmeyi ve birçok farklı kültürü temsil etmeyi amaç edinen festival programında usta yönetmenlerin yeni yapımları ve genç yeteneklerin ilk filmleri yer alıyor.
Yarışmada Türkiye’yi, kısa filmiyle Altın Palmiye kazanmış olan Rezan Yeşilbaş’ın ilk uzun metrajı ‘Uçan Köfteci’si ve birlikte yaptıkları filmler ülke sinemasının genelinden farklı bir tarza sahip olan yönetmen ikili Melik Saraçoğlu ve Hakkı Kurtuluş’un Algoritmaya Biat Et adlı filmleri temsil ediyor. Yunanistan’ın tanınmış yönetmeni Alexandros Voulgaris’in Margo adlı filmi de yarışmanın deneysel nitelikli bir başka filmi. Sezonun en çok ilgi çeken filmlerinden, Locarno Film Festivali Jüri Özel Ödülü sahibi Avusturya – Almanya ortak yapımı Beyaz Salyangoz, Minsk’te geçen sıra dışı bir öykü anlatarak izleyiciye kapalı kutu Belarus’ta gündelik hayatı gösteriyor.
ABD’nin hem dış politikasını hem ana akım sinemasını eleştiren Atropia, askerlerin Ortadoğu ülkelerindeki operasyonlarda yerel halka alışmalarını sağlamak için kurulan bir stüdyoda oyuncularla çalışmasını konu alıyor. Bu ironik filmiyle, yönetmen Hailey Gates’e ABD’de bağımsız sinemanın kalesi olan Sundance Film Festivali’nde ‘En İyi Film Ödülü’ kazandırdı.
Meksika sinemasının önde gelen isimlerinden Fernando Eimbcke’nin Berlin Film Festivali Panorama bölümünden gelen filmi Olmo, engelli babayla ergen oğlu arasındaki kuşak farkına, Belçika yapımı Yeşeren Yapraklar iki kültürlü, iki ülkeli, bölünmüş bir ailenin yeniden bir araya gelmesine odaklanıyor.
Fransa’dan, filmleri ülkemizde vizyona girmiş bir ustanın, Cedric Klapisch’in ilk kez Cannes’da gösterilen filmi Zamanın Renkleri yarışıyor. İki farklı zaman diliminde Paris’te geçen film, sinemanın da icat edildiği 1895 tarihiyle günümüz arasında salınan yapısıyla sanatseverlere ayrıca hitap ediyor. Britanya sinemasının deneyimli yönetmeni Paul Andrew Williams, Yusufçuk filmiyle, aksiyon ve neo-noir ağırlıklı filmografisine bir sosyal gerçekçi yapım eklemesine rağmen, duygusal gerilimi elden bırakmıyor. İki Oscar adayı kadın oyuncunun, Brenda Blethyn ve Andrea Riseborough’nun performanslarıyla dikkat çeken Yusufçuk, New York Tribeca ve Edinburg Film Festivallerinde gösterildi.
BIFF’in Panorama bölümü çok geniş bir coğrafyaya yayılan, küçük ve çarpıcı bir seçki: Günümüz sinemasının büyük ustaları Dardenne Biraderler’in Cannes Film Festivali’nde En İyi Senaryo Ödülü kazanan Genç Anneler’i bu yıl sinemaseverlerin gözdelerinden biri oldu. Yine Belçika’dan gelen Têtes Brûlées, ağabeyinin yasını tutan bir kız çocuğu ekseninde bir Afrikalı göçmen toplumu portresi çiziyor. Lloyd Lee Choi’nin New York’ta geçen göçmen aile öyküsü Vittorio de Sica’nın Bisiklet Hırsızları’ndan esinleniyor.
BIFF, Suudi Arabistan ve Vietnam misali ülkemizde pek az bilinen sinemalardan yeni ve nitelikli filmleri de programına kattı. Vietnam’dan bir gişe hiti olan Abla, Türkiyeli izleyicilere son derece tanıdık gelecek olan bir gelin – görümce çekişmesini gelenekler çerçevesinde ele alıyor. Şoförüm ve Ben ise kadınlara otomobil kullanmak dahil birçok şeyin yasak olduğu ’80’li ve ’90’lı yıllarda Suudi Arabistan’ta geçen bir sıra dışı dostluk öyküsü.
Sinemada da müzikte de klasikten şaşmayanlar için Polonyalı deneyimli yönetmen Michał Kwieciński’nin Paris’te geçen Chopin portresi programa alındı.
Türkiye genelinde gösterime henüz girmiş ve girecek olan iki filmin ve sinemamıza dair özel bir belgeselin galaları Bodrum Uluslararası Film Festivali’ne renk katıyor. Türkiye sinemasının iki genç ve dinamik yönetmeninin bu yıla damgasını vuran filmleri, sinemaseverlere Bodrum’un muhteşem manzaralarında film izleme deneyimini yaşatacak. Emine Yıldırım’ın yazıp yönettiği fantezi, mitoloji ve mizahın benzersiz bir bileşimini ortaya koyan Gündüz Apollon, Gece Athena filmin geçtiği mekanlarla uyum sağlayacak biçimde Bitez Plajı’nda deniz üzerine kurulan perdede galasını yapacak.
Vuslat Saraçoğlu’nun kardeşlik ilişkilerini yas, hüzün, isyan ve sevgiyle ele aldığı Bildiğin Gibi Değil ise Bodrum’un ikonik mekanlarından, Gümbet’teki Değirmenler Manzara Tepesine kurulan açıkhava sahnesinde gösterilecek. Burak Gülgen’in Çocuk Yıldızlar başlıklı belgeseli Cinemarine Sinemaları’nda izlenecek. Çocuk yıldızların karşılaştıkları zorlukları bilimsel bir bakış açısıyla ele alan bu belgeselde Parla Şenol, Nilgün Kasapbaşoğlu, Kahraman Kıral, Gülşah Alkoçlar ve Mine Çayıroğlu ile söyleşiler yer alıyor.
Kaynak: Habertürk