Bir anne – baba, bir eş; telefonu açmaya korkuyor.
Bir çocuk, annesi veya babası için; “Ne zaman gelecek?” diye soruyor.
Kimisi; işinden, kimisi; çıktığı gezintiden sevdiklerine dönemiyor.
Temsili fotoğraf
2024’te motosiklet kazası nedeniyle ortalama 3 kişi, geride gözü yaşlı onlarca yakınını bırakarak hayata veda etti.
Geçtiğimiz hafta Yeşilçam’ın ünlü jönlerinden Engin Çağlar da hayatını, motosiklet kazasında kaybedenlerdendi. Çağlar, 200 metre ötedeki evine gitmek için yolun karşısına geçerken, motosiklet çarpması sonucu 85 yaşında hayata veda etti.
Engin Çağlar, 19’u siyah -beyaz olmak üzere 71 sinema filminde rol aldı.
Engin Çağlar’ın hayatını kaybettiğini duyunca aklıma, 1992’de öğrenciyken yaptığım röportaj geldi. O dönem çalıştığım dergiye hazırladığım ‘Nerede O Eski Jönler?’ başlıklı yazı dizisi için Engin Çağlar’ı aradığımda; “Demek o kadar eskidik? Gel bakalım, bekliyorum” demişti.
1968’deki Ses Dergisi ‘Sinema Artisti Yarışması’nın 7.329 kişi arasından kalan finalistleri… Engin Çağlar, soldan ikinci sırada görünüyor. Bu ekipten; Kadir İnanır, Sümer Tilmaç, Demir Karahan, Fatma Karanfil, Ülkü Özen, Seyral Taner ve Piyare Uzun gibi ünlü oyuncular çıktı.
Engin Çağlar, o dönemde Atatürk posterleri hazırlayan bir matbaanın sahibiydi. Bir hayli utanarak Cağaloğlu’ndaki ofisine gittiğimde röportaja başlamadan önce; “Haydi gel, önce şurada bir döner yiyelim” demişti. Restorana giderken hakkımda ardı arkası kesilmeyen sorular sorduğu için beni sınadığını, röportaj yapıp – yapmamaya ondan sonra karar vereceğini düşünerek bir hayli endişelenmiştim.
Gittiğimiz lokantada garsona; “Arkadaşım çok genç. Üstelik hem okuyor, hem çalışıyor. Çok enerji lâzım. Bana bir porsiyon, arkadaşıma iki porsiyon döner” diyerek duygularımı okşamıştı okşamasına ama röportaj yapmama olasılığının gerginliğini üzerimden henüz atamamıştım. Bu nedenle sürekli olarak; “Engin bey, siz olmadan olmaz” deyip duruyordum. Garson, dönerleri getirip masaya bıraktığında; “Çok konuşuyorsun, yemeğini ye” dedi.
Temsili fotoğraf
Yemekten sonra ofisine dönüp röportajı yaptık. İşte böylesine babacan bir adamdı. Allah, mekânını cennet eylesin.
O babacan adam, oğlunun da dediği gibi kendisine yakışmayacak bir finalle bu dünyadan göçüp gitti. Belki de arkadaşlarıyla yediği yemekten bir saniye erken veya bir saniye geç ayrılsaydı veya kendisine çarpan motosiklet, yoldan bir saniye erken veya geç geçseydi Engin Çağlar, belki de hayata veda etmeyecekti. Ne var ki hayat; ‘Belkilerle’ ilerlemiyor, zaman; ‘Keşkelerle’ geri alınamıyor.
Aşağıda okuyacağınız istatistiklerde motosiklet sayısının ne büyük ölçüde arttığını göreceksiniz. Bunun ana nedeni pandemi döneminde hız kazanan, başta yiyecek – içecek olmak üzere kurye servislerin artması. Bir diğer ana nedense artan trafik keşmekeşliğinin içine girmemek.
Nisan ayında Kabataş’ta çektiğim bu fotoğraf, hem motosiklet sayısının fazlalığını hem de trafik sıkışıklığında onların bile gidecek yol bulamamasını temsil ediyor.
HERKES BİRBİRİNDEN ŞİKÂYETÇİ
Motosiklet kullananlar, otomobil kullananlardan, otomobil kullananlar da motosiklet kullananlardan yana şikâyetçi. Motosiklet kullananlar, otomobil kullananların trafikte kendilerini görmemesi ve dikkate almamasından dolayı bir hayli dertli.
Günlük yaşamımızda sık sık karşılaştığımız görüntülerden biri de otomobil sürücüleriyle motosiklet sürücülerinin tartıştığı anlar geliyor.
Sorumsuz motosiklet sürücülerinin kaldırımda seyretmeleri, yayalar için en büyük tehlike. Geçtiğimiz hafta başıma böyle bir durum geldi. Akşam saatlerinde kaldırımda yürürken köşeyi döner dönmez, bir motosikletle karşılaştım. Çarpmasına ramak kalmışken kendimi yola atmak zorunda kaldım.
İster iş için ister gezinti için, kim kullanırsa kullansın veya yaya olsun, herkesin;
Anne, baba ve eşi telefonlarını açmaya korkuyor.
Çocuğu; “Ne zaman gelecek?” diye soruyor.
Sonuç olarak herkesin sevdiği bekliyor.
Herkesin aynı gemide olduğundan yola çıkarak kurallara uyulmasını, dikkatli olunmasını umarak; “Bir saniye kazanmak için bir ömür kaybedilmesin” diyoruz.
10 yıllık süreçte;
Nüfus artış hızı; % 8.8 olarak gerçekleşti. Tüm taşıtlarda; % 56, motosikletlerde ise % 110 olan artış, nüfus artış hızından bir hayli fazla oldu.
Son 10 yılda;
Motosiklet başına düşen kişi sayısı; 26.4‘ten 13.6‘ya düştü.
Sayısal artış, kaza sayılarını da artırdı. 2015’te ölümlü – yaralanmalı trafik kazasına karışan 290.072 taşıtın % 16’sı motosiklet idi.
Meydana gelen kazalarda, ölü sayısı; % 51 oranında artış gösterdi. Kaza sayısı artmış olsa da ölüm oranı, son 10 yılda; 0.76 azaldı. Bu da motosiklet sürücülerinin daha donanımlı tedbir aldığını gözler önüne seriyor.
2025’te trafik kazasına karışan 392.739 taşıtın; % 31.5’i motosiklet oldu. 10 yılda; motosikletlerin karıştığı kazaların; % 15.5 oranında artması dikkat çekti.
Genel taşıt sayısının 5 milyon 600 bine dayandığı İstanbul’da motosiklet sayısı, 2025’te de devam etti. Artış, 6 ay içinde; % 8 oldu. 1 Ocak 2025 ila 31 Ağustos 2025 arasındaki 8 aylık süreçte yaklaşık 14 bin motosiklet kazası meydana gelirken 30 kişi hayatını kaybetti. Kazalarda yaklaşık 16 bin kişi de yaralandı.
En fazla motosiklet kullanılan illerde kaç kişiye, bir motosiklet düşüyor?
Günümüzde hal, bu şekildeyken, sonraki yıllarda ne olacak?
Kaynak: Habertürk








