
Son dönemde sosyal medyada birçok ünlü isme yönelik taciz ve ifşa iddiaları gündeme geldi. Bu gelişmelerin ardından Aleyna Tilki, Burak Yörük, Ahmet Haktan Zavlak, Şebnem Dönmez, Gonca Vuslateri ve Ece Dizdar gibi isimler sessiz kalmayarak, mağdurların yanında olduklarını belirten açıklamalar yaptı.
Aleyna Tilki: Herkese merhaba. Bu son zamanlardaki taciz ve istismar konusu hakkında ben de konuşmak istedim. Çünkü benim için çok hassas bir konu. Hepimizde olduğu gibi, öncelikle çok üzgünüm ama bir yandan da çok gururluyum. Çünkü bu haykırışı başlatan, sesini duyuran, yaşadığı şeyi ifade eden herkesin yanaklarından öpmem lâzım. O kadar büyük bir cesaret ki, bu cesareti biraz anlatmak istiyorum. Bunun nasıl bir cesaret olduğunu… Başına istismar gibi bir olay geldiği zaman, insanın ne gariptir ki suçludan çok kendini suçlu hissetmesi… Hiçbir zaman anlayamamışımdır bu hissi ama böyledir; böyle hisseder genelde insanlar. Onun kirini, onun pisliğini kendi üstünde hisseder. Kendini kirlenmiş hisseder.
Ve bu duyguyu, bu gerçeği algılayabilmek için; bunun suç olmadığını, paylaşması gerektiğini, ifade etmesi gerektiğini algılayabilmesi için o kadar fazla psikolojik bariyerden geçmesi gerekir ki… Bu gerçekten çok zordur ve çok yürek isteyen bir şeydir. Ne garip ki, ben de bu durumun tesadüf olduğuna inanmıyorum. Albümümün tam olarak bu dönemde çıktığının tesadüf olduğuna inanmıyorum. Çünkü ben albümümde en çok bu konuyu anlattım. Çıkış şarkımda bile aslında size bir mesajım vardı: Başınıza ne gelirse gelsin, ne kadar kötü insanla karşılaşırsanız karşılaşın, birileri size ne kadar zehrini akıtmaya çalışırsa çalışsın, siz masumiyetinizi koruyabilirsiniz. Hiçbir şey senin suçun değildi.
Sen kirli değilsin. Ve her şey geçecek. Kendini güzel büyüttüğün sürece, her şeyin üstesinden gelebileceksin. Korkak düşlerinden kurtulacaksın. Özgürleşeceksin. Kendini var edebileceksin ve istediğin zaman sesini duyurabilirsin. Ben bu davada, Aleyna ablanız olarak, Aleyna kardeşiniz olarak, Aleyna olarak sizin yanınızda olacağım. Tüm albümüm, tüm şarkılarım, tüm varoluşum sizinle. Yanınızdayım bu hikâyede, her zaman yakınınızdayım. Bunu da unutmayın. Sizi çok seviyorum. Sesini çıkaranları gönülden tebrik ediyorum. Sesini çıkaramayıp, böyle kenarda kendi duygularının içinde kaybolmuş herkesi de kocaman kucaklıyorum ve “geçecek” demek istiyorum.
Burak Yörük: Cesaretini toplayıp konuşabilen ya da hâlâ anlatamayan tüm kadınlarımızın yanındayım. Böyle bir travmaya setlerde veya dışarıda maruz kalırsanız, lütfen utanmayın, sıkılmayın; sesinizi çıkarın ki toplum bilsin. Unutmayın, sizler gibi birçok insanın başına gelmiş olabilir. Yalnız değilsiniz. Sevgiler.
Ahmet Haktan Zavlak: Bu sektörde var olmaya çalışan tüm genç arkadaşlarımın, haksızlığa, şiddete, zorbalığa ve tacize uğrayan tüm kadınların yanındayım.
Şebnem Dönmez: Şimdi tam zamanı. Her zaman tam zamanı. Kaç yıl önce olduğunun veya yaraların artık sarılmış olmasının önemi yok. Çok uzun zamandır bu sektörün içindeyim. Başladığımda, arkasında onu koruyan güçlü insanların olmadığı 16 yaşında küçücük bir kızdım. Sayısız teşebbüslerle karşılaştım. Bu sektörde olup sözlü ya da bedensel tacize, sarkıntılığa uğramamış kadın var mıdır? Bence yoktur. Evet, sadece sarkıntılık da baya baya bir taciz türüdür. Sanırım ataerkil yapıdaki erkeklerin çoğu, içlerinde bir kadına sarkıntılık etmeyi ona iltifat etmek olarak kodlamış vaziyette; “Beğendim seni, ne var bunda?” gibi bir yerden geliyorlar. Çok iyi tanıyorum o sesi. İfşa edecek ölçüde, ifşayı hak edecek büyük bir olay yaşamadım. Çok küçük yaşta durumu değerlendirip bir şekilde o durumlardan kaçmak nasip oldu. Bu açılımı destekliyorum. İçinden bu zehri çıkarmak isteyen tüm kız kardeşlerimin yanındayım.
Ece Dizdar: 2 dönem (6 yıl) Oyuncular Sendikası’nın taciz biriminde görev yaptım. Çok dava yürüttük, ifşa süreçlerini de. Susma Bitsin ile birlikte 2018’den itibaren bu işin kara kutusuyuz. Hepsi aklımda, tek tek. Beni takip eden kadınlardan fail ile sevgili olanlar, bazılarıyla oyun yapanlar var. Bazılarının haberi var, kulak asmıyor şimdilik; bazılarının haberi yok. Hepsinin sırası gelir. Öyle bir huyu var bu işin. Sonsuza kadar belleğimizde durmayacaktır. Hiç ifşa olmadım sananlarınızın isimlerini biliyoruz.
Peki, neden bu kadınlara söylemiyoruz diye soranlar olmuş. Haklı bir soru. Çünkü kuram ve yöntem biliyoruz. İfşası kamuya kapalı yapılmış olabilir, sendikaya özel yapılmış olabilir. Mağdur veya hayatta kalan, türlü çekince ile ismi gizli kalsın istemiş olabilir. Bu, bir gün değişmeyecek demek değildir. Ben buradayım ve tüm kız kardeşlerimin yanındayım. Aksini duyarsanız da inanmayın.
Sette veya sahnede başınıza gelen bir şey varsa sendikanıza danışın.
Gonca Vuslateri: İfşaları okuyor musunuz? Ne şaşırdığım isimler… Çok üzücü. Ben de bir iki ismi biliyorum ama mağdurlar ben değilim; etik değil. Ama şaşırmıyorum tabii… Var bunlar. Kötülük de, iyilik kadar zamanı iyi kullanamasa da, belirmekten kaçamıyor.
Fotoğraflar: DepoPhoto, Instagram
Kaynak: Habertürk