

Avrupa Merkez Bankası (ECB) çalışanlarını temsil eden sendika, kurum yönetimini “sansür” ve “baskı” uygulamakla suçlayarak dava açtı.
Financial Times gazetesinin haberine göre Ipso adlı personel sendikası, 13 Ekim’de Avrupa Birliği’nin ilk derece mahkemesi olan Genel Mahkeme’ye başvurdu.
Sendika, başvurusunda ECB’nin üst düzey bir insan kaynakları yetkilisinin yıl başında sendika temsilcilerine gönderdiği mektupların iptal edilmesini talep etti.
Ipso, söz konusu mektupların yönetim eleştirilerini susturmayı ve çalışan temsilcilerinin “ifade ve örgütlenme özgürlüğünü” kısıtlamayı amaçladığına işaret etti.
ANLAŞMAZLIK İDARİ REFORMLARLA BAŞLADI
ECB yönetimiyle çalışan temsilcileri arasında ihtilaf uzun zamandır devam ediyor.
Uyuşmazlık, bankanın seçilmiş personel üyelerinden oluşan çalışma konseyinin yapısını değiştirmeye yönelik planları etrafında yoğunlaşıyor. Ipso, bu reformlara şiddetle karşı çıkıyor.
Dava sürecini tetikleyen olay, ECB’nin hizmetlerden sorumlu yöneticisi Myriam Moufakkir’in, Ipso sözcüsü Carlos Bowles’ın mayıs ayında Almanya’nın Börsen-Zeitung gazetesine verdiği mülakatı eleştirmesiyle başladı.
Söz konusu mülakatta, sendikanın banka içi kültür ve yönetişim anlayışına ilişkin yaptığı bir çalışan anketinin sonuçları ele alınmıştı.
Ipso, Moufakkir’in Bowles’ı “ECB çalışanı olarak sadakat yükümlülüğünü ihlal etmekle” ve kurumun kamuoyundaki güvenilirliğini zedelemekle suçladığını bildirdi.
Moufakkir herhangi bir yaptırımdan söz etmedi ancak Bowles’a “benzer mülakatlardan kaçınması” çağrısında bulundu. Sendikaya göre Moufakkir, daha sonra gönderdiği yazılarda bunların “uyarı değil, sadece açıklama” olduğunu belirtti.
Bununla birlikte Ipso, bu yazışmaları “çalışan temsilcilerini sindirme girişimi” ve “çalışma koşullarıyla ilgili konular hakkında kamuoyu önünde konuşmalarını engelleme çabası” olarak nitelendirdi.
Sendikanın açıklamasında, “Çalışanların ve sendikanın susturulması, iyi yönetişimi, şeffaflığı ve ECB’nin bağımsız bir kurum olarak güvenilirliğini zedeler. İtibar, sansürle korunamaz” denildi.
ANKET: ÇALIŞANLAR SORUNLARI DİLE GETİRMEKTEN ÇEKİNİYOR
Ipso sözcüsü Bowles, Börsen-Zeitung’a verdiği mülakatta, yaklaşık bin 400 çalışan arasında yapılan sendika anketinin sonuçlarını paylaşmıştı.
Ankete katılanların üçte ikisinden fazlası, “üst yönetime sorun veya hata bildirmekten çekindiğini” ifade etmişti.
Bowles, bu kültürün ECB’nin araştırmalarının bütünlüğünü tehlikeye atabileceğini söyleyerek, “çalışanlar üzerinde sonuçları değiştirme veya sorunları gündeme getirmeme baskısı bulunduğunu” dile getirmişti.
Ayrıca Bowles, bankanın denetim biriminde bir çalışanın bu gerekçeyle bir araştırmanın yayımlanmasını durdurduğunu bildiğini de sözlerine eklemişti.
ECB: İFADE ÖZGÜRLÜĞÜNE VE HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜNE BAĞLIYIZ
ECB ise Financial Times’a yaptığı açıklamada “devam eden davalar hakkında yorum yapılmadığını” belirtti.
Banka, bununla birlikte “ifade özgürlüğüne ve hukukun üstünlüğüne kararlılıkla bağlı olduğunu” vurguladı.
Açıklamada, kurum içinde “çalışanların düşüncelerini açıkça ifade edebilecekleri bir kültür” teşvik edildiği ve “anonim ihbar hattı da dahil olmak üzere çok sayıda kanalla” olası usulsüzlüklerin “hızla soruşturulup giderilmesinin” sağlandığı kaydedildi.
Öte yandan ECB, iç baskıların araştırma süreçlerini etkileyebileceği yönündeki iddiaları da reddetti.
Banka, “analitik çalışmaların en yüksek akademik titizlik ve tarafsızlık standartlarına uygun yürütülmesini sağlamak için sıkı önlemler uyguladığını” açıkladı.
Lüksemburg’daki Genel Mahkeme, davayla ilgili karar tarihini henüz duyurmadı.
Mahkemenin vereceği karar, Avrupa Birliği Adalet Divanı’na taşınabilecek.
Kaynak: NTV