

Fuhuş ve çocuk istismarından hüküm giyen ve ABD’de yattığı cezaevinde şaibeli bir şekilde ölen Jeffrey Epstein’in en tanınan mağdurlarından Virginia Giuffre, Epstein ve çevresindeki zengin isimlerin elinde “bir seks kölesi olarak öleceğinden korktuğunu” yazdı.
Bu ifadeler, Giuffre’nin ölümünden sonra yayımlanacak olan anı kitabında yer aldı.
BBC televizyonu, gazeteci Amy Wallace ile birlikte kaleme alınan Nobody’s Girl: A Memoir of Surviving Abuse and Fighting for Justice (Kimsenin Kızı: İstismardan Kurtuluş ve Adalet Mücadelesi Anıları) adlı esere, piyasaya çıkmasından birkaç gün önce ulaştı.
İNTİHARINDAN ALTI AY SONRA YAYIMLANIYOR
Eser, Giuffre’nin nisan ayında Avustralya’da hayatına son vermesinden yaklaşık altı ay sonra yayımlanıyor.
Yaklaşık 400 sayfalık kitap, Giuffre’nin Epstein ve onun uzun süreli yardımcısı Ghislaine Maxwell’in elinde yaşadığı cinsel istismarı ayrıntılı biçimde anlatıyor. Maxwell, insan ticareti suçundan aldığı 20 yıllık hapis cezasını çekiyor.
Giuffre’nin anlatımı, aynı zamanda York Dükü Prens Andrew hakkındaki suçlamaları da yeniden gündeme getiriyor. Prens Andrew ise bugüne kadar tüm iddiaları inkar etti.
“BAYILMAK İÇİN DUA EDERDİM”
Giuffre, anılarında genç yaşta Epstein’in çevresine nasıl çekildiğini ve yıllarca süren istismarı detaylandırıyor.
Epstein’in kendisini sadomazoşist eylemlere maruz bıraktığını belirten Giuffre, “Öylesine acı vericiydi ki bayılmak için dua ederdim” ifadesini kullandı.
Sürekli korku ve kontrol altında yaşadığını anlatan Giuffre, “Sistematik biçimde kullanıldım, aşağılandım, kimi zaman boğazlandım, dövüldüm, kan revan içinde bırakıldım” diye yazdı.
Giuffre, sözlerini “Bir seks kölesi olarak öleceğime inanmıştım. Epstein ve çevresi beni onlarca zengin ve güçlü adama kiraladı” diyerek sürdürdü.
Jeffrey Epstein, 2008 yılında Florida’da reşit olmayan birini fuhşa zorlamak suçundan hüküm giymişti. Epstein, 2019’da ise yeni insan ticareti suçlamalarıyla yargılanmayı beklerken New York’taki cezaevinde ölü bulunmuştu.
PRENS ANDREW’A YÖNELİK SUÇLAMALAR
Kitapta en dikkat çekici bölümler, Giuffre’nin Prens Andrew’a yönelik suçlamalarını tekrarladığı kısımlar oldu.
Giuffre, 2001-2002 yılları arasında Londra, New York ve Epstein’in Karayipler’deki özel adasında üç kez Prens Andrew’a “insan ticareti kapsamında gönderildiğini” ileri sürüyor.
Giuffre, prensle ilk kez Mart 2001’de tanıştığını belirtiyor. Anılarında, Maxwell’in bir sabah kendisini uyandırıp, “Bugün özel bir gün, sen de tıpkı Külkedisi gibisin, yakışıklı bir prensle tanışacaksın” dediğini yazıyor.
O gün Maxwell’in kendisini o sırada 41 yaşında olan Prens Andrew ile tanıştırdığını anlatan Giuffre, Maxwell’in prensten yaşını tahmin etmesini istediğini ve Andrew’un “On yedi” diyerek doğru tahminde bulunduğunu aktarıyor.
“KIZLARIM SENDEN BİRAZ KÜÇÜK”
Giuffre, prensin kendisine “Kızlarım senden biraz küçük” dediğini de ekliyor.
Aynı akşam Maxwell ve Epstein ile birlikte Londra’daki Tramp gece kulübüne gittiklerini anlatan Giuffre, dans ederken Andrew’un “durmaksızın terlediğini” belirtiyor.
Giuffre, dönüş yolunda Maxwell’in kendisine, “Eve vardığımızda Jeffrey için yaptığın şeyi onun için de yapacaksın” dediğini aktarıyor.
O gece prensle cinsel ilişkiye zorlandığını yazan Giuffre, “Andrew kibar ama kendine karşı imtiyazlı davranıyordu, sanki benimle birlikte olmak doğuştan hakkıymış gibiydi” ifadelerini kullanıyor.
Ertesi sabah Maxwell’in kendisine, “İyi iş çıkardın, prens eğlendi” dediğini anlatan Giuffre, Epstein’in daha sonra “Randy Andy” olarak anılan Prens Andrew’u memnun ettiği için 15 bin dolar verdiğini belirtiyor.
Giuffre, ikinci buluşmanın bir ay sonra Epstein’in New York’taki malikanesinde gerçekleştiğini, üçüncü kez ise Karayip adasında “Epstein, Andrew ve sekiz kadar genç kızın katıldığı bir grup seks” sırasında prensle birlikte olduğunu iddia ediyor.
Giuffre, “Kızların tamamı 18 yaşın altındaydı ve İngilizce bilmiyorlardı” diye yazıyor ve ekliyor:
“Epstein, dilleri bilmedikleri için onlarla anlaşmanın kolay olduğunu söyleyip gülüyordu.”
2022’DEKİ UZLAŞMA
Giuffre, 2022 yılında ABD’de Prens Andrew’a açtığı sivil davayı uzlaşmayla sonuçlandırdığını hatırlatarak, “Bir yıllık gizlilik anlaşmasını kabul ettim. Prens için önemliydi; annesinin Platin Jübilesi’nin daha fazla zarar görmesini istemiyordu” diye yazdı.
Prens Andrew, cinsel istismar iddialarını her zaman reddetti. Uzlaşmanın ardından yaptığı açıklamada Epstein ile arkadaşlığından pişmanlık duyduğunu belirtmiş ve Giuffre’nin cesaretini övmüştü.
Geçtiğimiz hafta Andrew, “York Dükü” unvanı dahil kraliyet unvanlarını gönüllü olarak bırakacağını ve Britanya’nın en eski nişanlarından “Order of the Garter”ı da bırakacağını duyurdu.
Andrew, “Hakkımdaki iddiaları kesin biçimde reddediyorum” dedi.
Öte yandan The Mail on Sunday gazetesi, Londra Metropolitan Polisinin, Prens Andrew’un 2011’de Giuffre hakkında kişisel bilgi toplamaya çalıştığı yönündeki iddiaları “aktif biçimde” incelediğini yazdı.
Gazeteye göre Andrew, bir koruma görevlisinden Giuffre’nin doğum tarihi ve sosyal güvenlik numarasını bulmasını istemişti.
Eski Kraliyet Koruma Birimi Başkanı Dai Davies, BBC’ye yaptığı açıklamada, “Bu iddialar skandal boyutunda. Eğer kamu görevlisinin yetkisini kötüye kullanma veya veri ihlali gibi bir suç unsuru varsa, titizlikle soruşturulmalı” diye konuştu.
Bazı milletvekilleri, Andrew’un unvanlarının resmen geri alınması için hükümete çağrıda bulundu.
York Bağımsız Milletvekili Rachel Maskell ve İskoç Ulusal Partisinin Westminster lideri Stephen Flynn, hükümetin devreye girmesi gerektiğini söyledi.
“GERÇEĞİN ANLAŞILMASI GEREKİYOR”
Giuffre, ölümünden önce Avustralya’nın batısındaki Neergabby kasabasına yerleşmişti. Eserin yayımlanmasıyla ilgili olarak birlikte çalıştığı gazeteci Amy Wallace’a, “Ne olursa olsun bu kitabın yayımlanmasını tüm kalbimle istiyorum” demişti.
Giuffre, sözlerini şöyle sürdürmüştü:
“Bu kitap, savunmasız insanların sınır ötesi bir şekilde alınıp satılmasına imkan sağlayan sistemsel çöküşleri görünür kılmak için yazıldı. Gerçek anlaşılmalı, adalet ve farkındalık adına bu meseleler ele alınmalı.”
Virginia Giuffre, nisan ayında Perth’in 80 kilometre kuzeyindeki evinde ölü bulunmuştu. Ölümünün ardından dünya genelinde cinsel istismar mağdurlarının destekçileri taziye mesajları yayımlamıştı.
UZUN SOLUKLU ADALET MÜCADELESİ
Virginia Giuffre (evlilik öncesi soyadıyla Virginia Roberts), Epstein’in suçlarının ortaya çıkmasında büyük bir rol oynamıştı.
2011 yılında The Mail on Sunday gazetesi, Prens Andrew’un Giuffre’nin beline sarıldığı ve Maxwell’in arka planda gülümsediği ünlü fotoğrafı yayımlamıştı.
O dönemde gazete, prense doğrudan suçlama yöneltmemiş ancak Epstein ile ilişkisini sorgulamıştı.
Andrew’a yönelik suçlamalar ise 2015’te ABD’deki mahkeme dosyaları aracılığıyla kamuoyuna yansıdı. Buckingham Sarayı, küçüklerle uygunsuz ilişki iddialarını “asılsız” olarak niteleyerek yalanladı.
2019’da Epstein’in tutuklanması ve ölümüyle birlikte tartışmalar yeniden alevlendi. Prens Andrew, aynı yıl BBC’nin Newsnight programında verdiği röportajda Giuffre’nin iddialarını “kesin bir dille” reddetmiş ve “Bu kadını tanıdığımı hatırlamıyorum” demişti.
Dans ederken “aşırı terlediği” yönündeki anlatımı da reddeden Andrew, “Falkland Savaşı sırasında yaşadığım adrenalin fazlalığına bağlı tıbbi bir durum nedeniyle o dönem terlemem mümkün değildi” savunmasını yapmıştı.
Bu röportaj kamuoyunda büyük tepkiyle karşılandı. Kısa süre sonra prens tüm resmi görevlerinden çekildi ve 2022’de Giuffre’nin açtığı davayı sürdürürken askeri unvanları geri alındı.
Kaynak: NTV